Hoşgeldin bahar!!!

Geldi yine benim mevsimim... Ben bahar severim, yaz çocuğu olsam bile sıcak ile hiç kaynaşamadım, varsa yoksa biraz serin, biraz rüzgar, ara ara yağmur ve kesilmiş çimen, sürülmüş bahçe toprağı kokusu benim için! Yaz dediğin yapış yapıştır, en güzel yanı serin sulardır, o yoksa en kısa sürede ulaşabileceğin mesafede vay haline... Halbuki bahar öyle mi? Kış gibi soğuk değildir, tenin ile hava arası seyrektir; bir gömlek, bir kazak hiç olmadı elde gezen bir yağmurluktan ibarettir...


Yormaz havalar tazedir; ruha, göze, gönüle renk katar... Gelin çiçekleri gibi baharlar açar, “eski ağza yeni tat” deyip şen kahkahalar atarak afiyetle yiyeceğimiz meyveleri, sebzeleri müjdeler. Bahçeler sürülür, çimenler kesilir, bir de yağmur yağdı mı, ortalığı mis doğa kokusu kaplar...



Özledim seni bahar, ne iyi ettin de geldin; gri günler, kara geceler sonra kavuştuk sana. Lütfen hemen yaza koşma, biraz tadını çıkaralım, hasret giderelim, taze ve serin havadan biz de nasiplenelim, sabah çiğlerinde ıslanalım, keyiflenelim...



Ama yine de arayı açma, haberin olsun özlediklerimiz var. Dalından kopmuş taze bir aşk elmasına, acısıyla tatlısıyla her derde deva biberlere, hele hele mis kokulu üzümlere ve daha nice meyveye, sebzeye hasretiz ne de olsa!



Şimdi sırada erik var mesela, düğüne gitsek geline damada hediye edeceğiz, altın niyetine. Önce onlar ile ilgilen lütfen, bol olsun, herkes doysun. Sonra ver sihrini olsun yeni dünya, oradan karpuz ve kavuna sırasıyla...



Can verecek toprağın olsun, bize de hediyelerinle afiyet olsun!


Hoşgeldin bahar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder